Sizlere amerikan uzay tarihini ve bugün fırlatılacak olan SpaceX’in tarihi mürettebat görevini bahsedeceğiz.

Öncelikle uzay tarihi için zamanda biraz geriye gidelim ve insanlığın en büyük merakına olan yaklaşımına bir göz atalım.

Gökyüzü, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana çok büyük bir merak konusu olmuştur. Bu merakı kovalayan kimi insanlar televizyonların veya radyoların olmadığı dönemlerde gece gökyüzüne bakarak yıldızları hayal güçlerinde gruplamış; grupladıkları bu yıldızları, bir hayvana, mitolojik bir karaktere veya bir nesneye benzetmiş ve böylelikle takımyıldızlarını oluşturmuş, kimileri ise daha ötesini görebilmek için teleskoplar yapmış ve muhteşem keşiflere imza atmıştır.

İşte bu meraka sahip olan iki kardeş – Orville ve Wilbur Wright, ya da bilinen isimleriyle Wright kardeşler - haftalarca hatta aylarca özel bir proje için gecelerini gündüzlerine katarak çalışmış, sayısız hatalar yapıp onlardan ders çıkarmış ve sonunda ladin ağacından bir gövdeye sahip olan ve sadece 12 beygirlik bir motorun uçurduğu ilk uçağı yapmışlardır. Wright kardeşlerin 1903 yılında gerçekleştirdikleri bu başarı, havacılık ve uzay tarihini çok güçlü bir şekilde etkileyecek ve uçağın icadından sadece 66 yıl sonra 111 metrelik devasa bir roket ile insanoğlu Ay’a gidecek ve Ay’a ayak basacaktır. Ay ile ilgili kısma gelmeden önce o 66 yıl içerisinde insanlar neler öğrenmiş gelin birlikte inceleyelim.

Uçağın icat edildiği sıralarda Rusya’da yayınlanan bir dergide, 46 yaşında bir Matematik öğretmeninin oluşturduğu denklem, bambaşka bir çağın habercisi olmuştur. Konstantin Tsiolkovski isimli bu öğretmen, yazdığı roket denkleminde sadece roketin hızı ve kütlesi arasındaki ilişkiyi değil, roketin motorundan itiş için ne kadar gaz çıkması gerektiğini dahi hesaplamıştır. Roket benzeri nesnelerin icadı her ne kadar milattan önce 300’lü yıllara dayansa da bildiğimiz anlamıyla yapılan ve sıvı yakıtla çalışan aynı zamanda günümüz roketlerine ilham veren ilk roket, 1926 yılında Robert Goddard isimli bir mühendis tarafından inşa edilmiştir. Takımıyla birlikte 1941 yılına kadar 34 farklı roket fırlatan Goddard, saatte 885 km hız yapabilen bir roketi, yerden 2.6 km yükseğe kadar çıkarmayı başarmıştır.

1940’lı yılların başında, teknolojisi ve sanayisiyle bir anda gelişen Almanya, alışılagelmiş tasarımdan çok farklı olan ve kule yapısını andıran V2 isimli devasa roketler tasarlamaya başlamıştır. 90 km yükseğe çıkabilen bu roketlerin tasarımına katkıda bulunan ve o dönem genç bir roket mühendisi olan Dr. Werner Von Braun ikinci dünya savaşı sonrası Amerika’ya göç edecek, insanları Ay’a taşıyan roketi tasarlayacak ve Huntsville Alabama’da Uzay Kampını kuracaktır.

Savaşlardan sonraki Dünya’da artık en önemli konu teknolojidir. Çok hızlı ilerleyen bu teknoloji sayesinde artık insanoğlu o hep merak ettiği gök yüzüne dahi ulaşabilecektir. Bu doğrultuda çalışan Amerika, 1958 yılında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi olarak adlandırılan ve bizlerin NASA olarak bildiği kurumu hayata geçirir. NASA’da çalışan mühendisler ve bilim insanları, uzaya insan göndermek için kolları sıvarlar. İnsanlı uzay uçuşları için bir proje başlatan NASA bu projeye MERKÜR adını verir. Böylece Amerika’nın ilk insanlı uzay uçuşu programı, Merkür programı olur. 1961 yılına gelindiğinde NASA, Alan Shepard isimli astronotu uzaya göndermeye hazırdır. Planlanan fırlatmaya yaklaşık bir ay kala, bugün Rusya olarak adlandırdığımız Sovyetler Birliğinden gelen bir haber NASA’da bir şok etkisi yaratır. 12 Nisan 1961 günü Yuri Alekseyeviç Gagarin isimli kozmonot, uzaya gönderilen ve Dünya yörüngesinde dolanan ilk insan olmuştur. Bu haber her ne kadar NASA’daki bilim insanlarını üzse de hedeflerinden vazgeçmezler ve Alan Shepard, uzaya giden ilk Amerikalı astronot unvanını alır. Merkür programı dahilinde her defasında sadece 1 kişinin sığabildiği kapsül kullanılarak 5 görev daha yapılmış ve toplamda 6 astronot uzaya gitmiştir.

1961 yılında başlayan ve yeni tasarımlar gerektiren ikinci programın adı GEMİNİ olarak seçilir. Gemini, ikizler takımyıldızının adıdır. Programa bu ismin verilmesinin sebebi ise artık kapsülün iki kişilik olmasıdır. Bu program dahilinde gelecek uzay görevlerini etkileyecek 2 önemli olay yaşanır. Bunlardan ilki, astronotların kapsül dışına çıkarak bir uzay yürüyüşü gerçekleştirmesi, ikincisi ise astronotların neredeyse 14 günü bulan süreler ile uzay ortamında kalmasıdır. 1965 ve 1966 yılları arasında yapılan 10 Gemini göreviyle toplamda 20 astronot uzaya fırlatılmıştır.

Gemini programının başlamasından 1 yıl sonra 1962 yılında dönemin amerikan başkanının “ Ay’a gitmeyi kolay olduğu için değil zor olduğu için seçiyoruz” cümlesiyle bir anda çalışmaları başlatılan Ay görevlerinin artık zamanı gelmiştir. Amerika’nın üçüncü insanlı uzay programı olan ve Apollo programı olarak adlandırılan program dahilinde 20 Temmuz 1969 günü "Ay’a ilk insanlı iniş" gerçekleşmiş ve NASA astronotu Neil Armstrong Ay yüzeyinde yürüyen ilk insan olmuştur. Ay görevlerini anlatan bir videoyu daha önce sizlerle paylaşmıştık. Henüz izlemediyseniz bu videodan sonra "Ay’ı nasıl keşfettik?" isimli videomuzu izleyebilir ve keşfin detaylarını öğrenebilirsiniz.

Gökyüzü ile ilgili duyulan minicik bir merak, insanlığı Dünya dışı bir cismin üzerine ayak basmaya kadar işte böyle götürmüştür.

Peki sonrasında neler yaşandı?

Tabiki bu merak asla bitmedi. NASA 1981 yılında yepyeni bir projeye imza atarak Dünya’nın belkide en kompleks uçağını tasarladı ve uzay mekiği programlarını başlattı. 2011 yılında yapılan son uzay mekiği fırlatımından sonra Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot göndermek isteyen NASA, günümüze kadar Rusya’dan fırlatılan soyuz roketlerini kullandı. Bu yüzden 2011 yılından bu videonun çekldiği 2020 yılına kadar Amerikan topraklarından uzaya hiç insan gönderilemedi.

Fakat  30 Mayıs 2020 Cumartesi günü bu durum değişmek üzere. NASA ile ticari programlar kapsamında ortaklığını yürüten ve önceki videolarımızda bahsettiğimiz SpaceX şirketi, ürettiği Falcon 9 roketinin üzerine yine kendi üretimi olan Dragon isimli uzay aracını yerleştirecek ve NASA’nın kendi evinden Uluslararası Uzay istasyonu’na yeniden astronot göndermesini sağlayacak. Demo-2 olarak adlandırılan görevde uzaya gidecek olan Bob Behnken ve Doug Hurley, hem 9 yıl sonra Amerika’dan yola çıkan hemde özel bir şirketin taşıdığı ilk astronotlar olacaklar. 30 Mayıs Cumartesi Türkiye saatiyle 23:33’de yapılması planlanan fırlatma, internet üzerinden de canlı olarak yayınlandı.

Uzayın keşfinde tabiri caizse çığır açan bu programların Uzay Kampı Türkiye’de de detaylıca işlendiğini ve hatta eğitim merkezimizde, bu programlarda kullanılan simülatörlerin benzerlerinin olduğunu biliyor muydunuz? Kampımıza katılanlarınızın “Evet!” dediğini ve 1/6 yerçekimi koltuğu, MAT ve 5 Derece Hareket Serbestliği simülatörlerini andığını duyar gibiyim. Eğer o anda neler hissettiğinizi hala hatırlıyorsanız yorumlar kısmına en çok hangi simülatörü beğendiğinizi ve simülatörü kullanırken neler hissettiğinizi yazabilir ve bizlerle paylaşabilirsiniz.

Bildiğiniz üzere ülkemizin de artık bir uzay ajansı var. Belki de gelecek yıllarda bu günün gençleri Türk Uzay Ajansı’nın gelecekteki astronotları olacak ve Uluslararası Uzay İstasyonu’nu ziyaret edecekler. 

Aşağıdaki linklerden bu yazıyı paylaşabilir, arkadaşlarınızı da eğitim videolarımızla ilgili olarak bilgilendirerek bu harika bilgilerin daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz! Ayrıca henüz izlemediyseniz, "Starlink, SpaceX ve Elon Musk!" videomuza göz atabilirsiniz.

Çocuklar İçin Benzersiz Yaz Kampları!

Çocuklar İçin Benzersiz Yaz Kampları!

2025 Çocuklar İçin Yaz Kamplarına Kayıtlar Başladı! Türkiye'nin Eşsiz Eğitim Merkezinde 7-15 Yaş Grubu İçin Yaz Kampı Eğlencesi ve Eğitim Bir Arada!

03.10.2024
Yapay Zeka ve Uzay Keşfi

Yapay Zeka ve Uzay Keşfi

Yapay zeka, son yıllarda hızla gelişen ve pek çok sektörde derin etkiler yaratan bir teknolojidir. İnsan hayatına etkileri açısından bakıldığında, yapay zeka birçok açıdan olumlu katkılar sunmaktadır. Yapay zeka sayesinde üretilen otomasyon sistemleri ve akıllı cihazlar, insanların günlük yaşamlarını daha kolay ve konforlu hale getirmektedir.

04.04.2024
Türkiye’nin Uzaydaki Yeri: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek

Türkiye’nin Uzaydaki Yeri: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek

Gökyüzü, insanlık tarihinde daima bir gizem kaynağıydı. Anadolu toprakları, binlerce yıl boyunca bu gizemi gözlemleyerek, yıldızların altında birçok medeniyeti ağırladı. Günümüzde ise Türkiye, bu gizemli uzay yolculuğunda yeni bir döneme imza attı.

12.03.2024
 Türkiye’nin İlk Astronotu Alper Gezeravcı, Uzayda Bilimsel Çalışmalarla Tarih Yazdı!

Türkiye’nin İlk Astronotu Alper Gezeravcı, Uzayda Bilimsel Çalışmalarla Tarih Yazdı!

Türkiye' nin gökyüzüne uzanan hayallerine yepyeni bir boyut kazandıran bir isim: Alper Gezeravcı. Türkiye'nin ilk astronotu olarak Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 13 bilimsel deney gerçekleştirdi. Uzayda yapılan bu deneyler, Türkiye’nin bilimsel çalışmalara katkı sağlamasının yeni bir adımı olarak öne çıkıyor.

21.02.2024
Kış Gün Dönümü: “En Karanlık Gün”

Kış Gün Dönümü: “En Karanlık Gün”

Yılın en kısa günü ve “astronomik kışın” ilk günü olma özelliği taşıyan kış gün dönümünün zamanı geldi!

21.12.2023
Üste Çık