Sizlere amerikan uzay tarihini ve bugün fırlatılacak olan SpaceX’in tarihi mürettebat görevini bahsedeceğiz.
Öncelikle uzay tarihi için zamanda biraz geriye gidelim ve insanlığın en büyük merakına olan yaklaşımına bir göz atalım.
Gökyüzü, insanlık tarihinin başlangıcından bu yana çok büyük bir merak konusu olmuştur. Bu merakı kovalayan kimi insanlar televizyonların veya radyoların olmadığı dönemlerde gece gökyüzüne bakarak yıldızları hayal güçlerinde gruplamış; grupladıkları bu yıldızları, bir hayvana, mitolojik bir karaktere veya bir nesneye benzetmiş ve böylelikle takımyıldızlarını oluşturmuş, kimileri ise daha ötesini görebilmek için teleskoplar yapmış ve muhteşem keşiflere imza atmıştır.
İşte bu meraka sahip olan iki kardeş – Orville ve Wilbur Wright, ya da bilinen isimleriyle Wright kardeşler - haftalarca hatta aylarca özel bir proje için gecelerini gündüzlerine katarak çalışmış, sayısız hatalar yapıp onlardan ders çıkarmış ve sonunda ladin ağacından bir gövdeye sahip olan ve sadece 12 beygirlik bir motorun uçurduğu ilk uçağı yapmışlardır. Wright kardeşlerin 1903 yılında gerçekleştirdikleri bu başarı, havacılık ve uzay tarihini çok güçlü bir şekilde etkileyecek ve uçağın icadından sadece 66 yıl sonra 111 metrelik devasa bir roket ile insanoğlu Ay’a gidecek ve Ay’a ayak basacaktır. Ay ile ilgili kısma gelmeden önce o 66 yıl içerisinde insanlar neler öğrenmiş gelin birlikte inceleyelim.
Uçağın icat edildiği sıralarda Rusya’da yayınlanan bir dergide, 46 yaşında bir Matematik öğretmeninin oluşturduğu denklem, bambaşka bir çağın habercisi olmuştur. Konstantin Tsiolkovski isimli bu öğretmen, yazdığı roket denkleminde sadece roketin hızı ve kütlesi arasındaki ilişkiyi değil, roketin motorundan itiş için ne kadar gaz çıkması gerektiğini dahi hesaplamıştır. Roket benzeri nesnelerin icadı her ne kadar milattan önce 300’lü yıllara dayansa da bildiğimiz anlamıyla yapılan ve sıvı yakıtla çalışan aynı zamanda günümüz roketlerine ilham veren ilk roket, 1926 yılında Robert Goddard isimli bir mühendis tarafından inşa edilmiştir. Takımıyla birlikte 1941 yılına kadar 34 farklı roket fırlatan Goddard, saatte 885 km hız yapabilen bir roketi, yerden 2.6 km yükseğe kadar çıkarmayı başarmıştır.
1940’lı yılların başında, teknolojisi ve sanayisiyle bir anda gelişen Almanya, alışılagelmiş tasarımdan çok farklı olan ve kule yapısını andıran V2 isimli devasa roketler tasarlamaya başlamıştır. 90 km yükseğe çıkabilen bu roketlerin tasarımına katkıda bulunan ve o dönem genç bir roket mühendisi olan Dr. Werner Von Braun ikinci dünya savaşı sonrası Amerika’ya göç edecek, insanları Ay’a taşıyan roketi tasarlayacak ve Huntsville Alabama’da Uzay Kampını kuracaktır.
Savaşlardan sonraki Dünya’da artık en önemli konu teknolojidir. Çok hızlı ilerleyen bu teknoloji sayesinde artık insanoğlu o hep merak ettiği gök yüzüne dahi ulaşabilecektir. Bu doğrultuda çalışan Amerika, 1958 yılında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi olarak adlandırılan ve bizlerin NASA olarak bildiği kurumu hayata geçirir. NASA’da çalışan mühendisler ve bilim insanları, uzaya insan göndermek için kolları sıvarlar. İnsanlı uzay uçuşları için bir proje başlatan NASA bu projeye MERKÜR adını verir. Böylece Amerika’nın ilk insanlı uzay uçuşu programı, Merkür programı olur. 1961 yılına gelindiğinde NASA, Alan Shepard isimli astronotu uzaya göndermeye hazırdır. Planlanan fırlatmaya yaklaşık bir ay kala, bugün Rusya olarak adlandırdığımız Sovyetler Birliğinden gelen bir haber NASA’da bir şok etkisi yaratır. 12 Nisan 1961 günü Yuri Alekseyeviç Gagarin isimli kozmonot, uzaya gönderilen ve Dünya yörüngesinde dolanan ilk insan olmuştur. Bu haber her ne kadar NASA’daki bilim insanlarını üzse de hedeflerinden vazgeçmezler ve Alan Shepard, uzaya giden ilk Amerikalı astronot unvanını alır. Merkür programı dahilinde her defasında sadece 1 kişinin sığabildiği kapsül kullanılarak 5 görev daha yapılmış ve toplamda 6 astronot uzaya gitmiştir.
1961 yılında başlayan ve yeni tasarımlar gerektiren ikinci programın adı GEMİNİ olarak seçilir. Gemini, ikizler takımyıldızının adıdır. Programa bu ismin verilmesinin sebebi ise artık kapsülün iki kişilik olmasıdır. Bu program dahilinde gelecek uzay görevlerini etkileyecek 2 önemli olay yaşanır. Bunlardan ilki, astronotların kapsül dışına çıkarak bir uzay yürüyüşü gerçekleştirmesi, ikincisi ise astronotların neredeyse 14 günü bulan süreler ile uzay ortamında kalmasıdır. 1965 ve 1966 yılları arasında yapılan 10 Gemini göreviyle toplamda 20 astronot uzaya fırlatılmıştır.
Gemini programının başlamasından 1 yıl sonra 1962 yılında dönemin amerikan başkanının “ Ay’a gitmeyi kolay olduğu için değil zor olduğu için seçiyoruz” cümlesiyle bir anda çalışmaları başlatılan Ay görevlerinin artık zamanı gelmiştir. Amerika’nın üçüncü insanlı uzay programı olan ve Apollo programı olarak adlandırılan program dahilinde 20 Temmuz 1969 günü "Ay’a ilk insanlı iniş" gerçekleşmiş ve NASA astronotu Neil Armstrong Ay yüzeyinde yürüyen ilk insan olmuştur. Ay görevlerini anlatan bir videoyu daha önce sizlerle paylaşmıştık. Henüz izlemediyseniz bu videodan sonra "Ay’ı nasıl keşfettik?" isimli videomuzu izleyebilir ve keşfin detaylarını öğrenebilirsiniz.
Gökyüzü ile ilgili duyulan minicik bir merak, insanlığı Dünya dışı bir cismin üzerine ayak basmaya kadar işte böyle götürmüştür.
Peki sonrasında neler yaşandı?
Tabiki bu merak asla bitmedi. NASA 1981 yılında yepyeni bir projeye imza atarak Dünya’nın belkide en kompleks uçağını tasarladı ve uzay mekiği programlarını başlattı. 2011 yılında yapılan son uzay mekiği fırlatımından sonra Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot göndermek isteyen NASA, günümüze kadar Rusya’dan fırlatılan soyuz roketlerini kullandı. Bu yüzden 2011 yılından bu videonun çekldiği 2020 yılına kadar Amerikan topraklarından uzaya hiç insan gönderilemedi.
Fakat 30 Mayıs 2020 Cumartesi günü bu durum değişmek üzere. NASA ile ticari programlar kapsamında ortaklığını yürüten ve önceki videolarımızda bahsettiğimiz SpaceX şirketi, ürettiği Falcon 9 roketinin üzerine yine kendi üretimi olan Dragon isimli uzay aracını yerleştirecek ve NASA’nın kendi evinden Uluslararası Uzay istasyonu’na yeniden astronot göndermesini sağlayacak. Demo-2 olarak adlandırılan görevde uzaya gidecek olan Bob Behnken ve Doug Hurley, hem 9 yıl sonra Amerika’dan yola çıkan hemde özel bir şirketin taşıdığı ilk astronotlar olacaklar. 30 Mayıs Cumartesi Türkiye saatiyle 23:33’de yapılması planlanan fırlatma, internet üzerinden de canlı olarak yayınlandı.
Uzayın keşfinde tabiri caizse çığır açan bu programların Uzay Kampı Türkiye’de de detaylıca işlendiğini ve hatta eğitim merkezimizde, bu programlarda kullanılan simülatörlerin benzerlerinin olduğunu biliyor muydunuz? Kampımıza katılanlarınızın “Evet!” dediğini ve 1/6 yerçekimi koltuğu, MAT ve 5 Derece Hareket Serbestliği simülatörlerini andığını duyar gibiyim. Eğer o anda neler hissettiğinizi hala hatırlıyorsanız yorumlar kısmına en çok hangi simülatörü beğendiğinizi ve simülatörü kullanırken neler hissettiğinizi yazabilir ve bizlerle paylaşabilirsiniz.
Bildiğiniz üzere ülkemizin de artık bir uzay ajansı var. Belki de gelecek yıllarda bu günün gençleri Türk Uzay Ajansı’nın gelecekteki astronotları olacak ve Uluslararası Uzay İstasyonu’nu ziyaret edecekler.
Aşağıdaki linklerden bu yazıyı paylaşabilir, arkadaşlarınızı da eğitim videolarımızla ilgili olarak bilgilendirerek bu harika bilgilerin daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz! Ayrıca henüz izlemediyseniz, "Starlink, SpaceX ve Elon Musk!" videomuza göz atabilirsiniz.
2025 ÇOCUKLAR İÇİN BENZERSİZ YAZ KAMPLARI
Yaz kampları kayıtları başladı! 24 yılı aşan tecrübesi, sunduğu benzersiz program içerikleri ve yenilikçi yaklaşımıyla Türkiye'nin 1 numaralı uzay bilimleri ve teknolojileri eğitim merkezi Uzay Kampı Türkiyenin çocuklara özel yaz kampı programlarına kayıt için geç kalmayın! ABD'de bulunan kampla birlikte dünyadaki iki kamptan birisi olan, Türkiye'nin benzersiz uzay bilimleri ve teknolojileri eğitim merkezi Uzay Kampı Türkiyede her yıl olduğu gibi 2025 yılı yaz kamplarında da eğlence ve eğitim bir arada olacak.
Çocuğunuzun uluslararası yaz kampına katılarak; binlerce öğrenciye sunulan eğlence, öğrenme ve macera dolu bir yaz kampı deneyimi yaşaması için sınırlı sayıdaki kontenjanları kaçırmayın!
• Uzay Kampı Türkiye'nin 7-15 yaş aralığındaki çocuklar için düzenlediği yaz kampları; katılımcılarına fen ve teknoloji derslerini farklı bakış açılarıyla pekiştirme imkanı sunarken aynı zamanda analitik düşünme ve özgüven kazanımı gibi yetkinlikleri kazandırıyor.
• Yaz kampı programları 7 yaş ve üzeri katılımcılar için Türkçe ve İngilizce dillerinde, farklı süre ve içeriklerde ve sınırlı sayıda kontenjanlarla sunuluyor.
• "VR (sanal gerçeklik) Destekli Ay Yürüyüşü", "Sıfır Yerçekimi Duvarı", "Uzay İstasyonu ve Discovery Uzay Mekiği Entegrasyonuyla Sanal Uzay Uçuşu", "Nesil Mars İnteraktif Sergi Alanı" gibi benzersiz eğitim araçlarıyla sunulan çocuklar için yaz kampı programları; zaman yönetimi, takım çalışması, sorumluluk alma becerilerinin gelişimini sağlıyor, çocuklara hayat boyu unutulmayacak bir eğitim tecrübesi yaşatıyor.
Uygulamalı bilimsel etkinlikler ve eğlenceyle dolu 2025 yaz kampı programlar:
2025 Konaklamalı Yaz Kampı Programları (*)
- Galaktik Yaz Kampı (6 Gün / 9-16 Yaş)
- Robot Aktiviteli Uzay Yolcuları ( 5 Gün / 13-15 Yaş)
- Yıldızlar ve Gezegenler Macerası (2 Gün / 9-15 Yaş)
- Yıldızlara Yolculuk Aile Programı (2 Gün / 7-10 Yaş 1 Çocuk+ 1 Yetişkin)
(*) Türkiye'de ikamet eden ve İşBankası, Vakıfbank veya Bonus platformuna üye bankalara ait kredi kartı sahipleri vade farksız 6 taksitle ödeme yaparak kayıt yaptırabilir.
(*) İndirim ve Ödeme Seçenekleri hakkında bilgi için tıklayın
2025 Günlük Gezi Programları
- 7-15 Yaş Grubu 1 Çocuk ve 1 Yetişkine Özel Simülatörlü Aile Turu
- 5-6 Yaş Grubu Çocuklara Özel Minikler Uzayda Aile Turu
- 9-12 Yaş Grubu Çocuklar ve Yetişkinler İçin Astro-Tur
2025 Çocuklar için Yaz Kampları Programları Eğlence ve Eğitimin Bir Arada Olduğu Etkinliklerle Dolu!
2025 çocuk yaz kampları, katılımcıların Uzay Kampı Türkiyenin dinamik ve eğlenceli eğitimleriyle keyifli anılar biriktirirken hayat boyu unutamayacakları bir deneyim sunuyor.
Türkçe ve İngilizce dillerinde uygulanan Yaz Gençlik Kamplarına katılan çocuklar ve gençler;
- Çevrelerine ve teknolojiye karşı farkındalıklarını geliştirirler.
- Uluslararası yaz kampı programlarında kendilerini yabancı dilde ifade etme becerilerini geliştirirler.
- Astronot simülatörlerini kullanarak uzay teknolojilerini yakından tanırlar; matematik ve fen bilimleriyle olan ilişkilerini öğrenirler.
2025 Konaklamalı Gençlik Yaz Kampları
Uluslararası Dostluklar Bu Kampta Kuruluyor: “Galaktik Yaz Kampı”yla Benzersiz Bir Eğitim Macerası Yaşayın!
Açık alan oyun parkı "Astronot Macera Parkurunda" sosyalleşme ve takım çalışması etkinlikleri
2025 yaz kampı programları kapsamında düzenlenecek en uzun süreli (6 gün) yaz kampı programı Galaktik Yaz Kampı; çocukların astronot simülatörleriyle uygulamalı eğitim alıp, dijital gezegenevinde astronomi dersleri ve Aurora simülatörüyle Ay'a sanal uzay uçuşu, VR gözlükle entegreli 1/6 yer çekimi koltuğunda Ay yürüyüşü deneyimi gibi etkinliklerle uzay bilimlerini öğrenirlerken, aynı zamanda özel sunumlar gecesi, takım oyunları, barbekü partisi gibi eğlenceli etkinliklerle eşsiz bir hafta yaşayacakları yaz gençlik kampıdır. Galaktik Yaz Kampı 9-16 yaş grubundan çocuklar için ve sadece haziran, temmuz ve ağustosta uygulanacak. İngilizce ve Türkçe seçenekli uluslararası yaz kampları bu yıl da en gözde yaz kampı programı olacak.
Yaz Kamplarının çocuğunuz için sağlayacağı temel faydalar
Akademik Gelişim: Uzay Kampı Türkiye, çocukların uzay bilimleri ve teknolojilerini öğrenmelerini hedefleyen uygulamalı etkinlikler sunmaktadır. Bu benzersiz deneyimler, bilim ve teknolojiye olan ilgiyi artırmaya ve hatta çocuklara gelecekte bu alanlarda kariyer yapma konusunda ilham kaynağı olmaktadır.
Takım Çalışması ve Liderlik Becerileri: Uzay Kampı Türkiyenin simülasyonlar aracılığıyla sunduğu uygulamalı etkinlikler ekip çalışması ve liderlik becerilerini geliştirmeye odaklanmaktadır. Çocuklar, sorunları çözmek ve görevleri tamamlamak için birlikte çalışmayı öğrenirler, bu da onların gelecekteki kariyerlerinde daha özgüvenli ve etkili liderler olmalarına yardımcı olmaktadır.
Kültürel Değişim: Uzay Kampı Türkiye, dünyanın dört bir yanından çocukları birlikte öğrenmek ve çalışmak üzere bir araya getiren uluslararası bir kamptır. Kültür değişimleri çocukların farklı kültürlere karşı daha büyük bir anlayış ve takdir geliştirmelerine yardımcı olmakta, günümüzün artık küreselleşen dünyasında önemli bir yaşam becerisi olarak kabul edilmektedir.
Özel Haftalar: Galaktik Yaz Kampı Programları kapsamında 29 Haziran- 5 Temmuz 2025 dönemi "E-Pal Haftası" ve 17-23 Ağustos 2025 dönemi "Geleceğin Kaşifleri Zirvesi" olarak kutlanacak.
Uzay Kampı Türkiye'nin yıl boyunca Okullar için bilim projeleri kapsamında sunduğu Kardeş Okullarla Bilim Programı (PSSP) ve Geleceğin Kaşifleri Programı (FEP) katılımcıları E-Pal Haftası ve Geleceğin Kaşifleri Zirvesi (FES) programlarında bir araya gelecekler.
Daha fazla bilgi ve kayıt için tıklayın: Galaktik Yaz Kampı
“Yıldızlara Yolculuk” Aile Programı: Çocuğunuzla Birlikte Unutulmaz Bir Hafta Sonu
Çocuğunuzla birlikte farklı bir deneyim mi yaşamak istiyorsunuz? O zaman “Yıldızlara Yolculuk Aile Programı” tam size göre!
2 gün süreli Yıldızlara Yolculuk Aile Programında, ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte keyifli zaman geçirebilmeleri ve çocukların da ebeveynleriyle olan iletişimlerini geliştirip, özgüven kazanmalarını hedeflenir. Anne-babalar; uzay istasyonu ve uzay mekiğiyle uçuş görevi, simülatör kullanımı gibi takım çalışması gerektiren etkinliklerde çocuklarıyla birlikte yer alacaklar.
7-10 yaş aralığında bir çocuğun bir ebeveyniyle (veya 18 yaşından büyük bir refakatçiyle) birlikte katıldığı 2 günlük Yıldızlara Yolculuk Aile Programı 21-22 Haziran 2025 ve 2-3 Ağustos 2025 döneminde uygulanacak.
Yıldızlara Yolculuk Aile Programı kapsamında konaklama hizmeti sunulmamakta, bu nedenle katılımcıların konaklama ve transfer planlamalarını kendileri yapmaları gerekmektedir.
Daha fazla bilgi ve kayıt için tıklayın: Yıldızlara Yolculuk Aile Programı
Okul Gruplarının Gözdesi: "Yıldızlar ve Gezegenler Macerası"
Vücudunuzun geri kalanı birden fazla eksende dönerken, ağırlık merkezinizi tek bir yerde tutuyor... Göründüğü kadar eğlenceli olduğuna emin olabilirsiniz!
Çocuklar için yaz kampı seçeneklerinden bir diğeri olan Yıldızlar ve Gezegenler Macerası, çocukları uzay bilimleri ve teknolojileri alanında bilinçlendirmeyi hedefleyen iki gün süreli programdır. Yıl boyunca grup katılımlarına da açık olan; okul gruplarının gözdesi Yıldızlar ve Gezegenler Macerası, 2025 çocuklar için yaz kampı programları kapsamında bireysel katılıma da açık olacak. Çocuklar; Mars'ı sanal olarak keşfedecekler, NASA tasarımlı astronot simülatörlerini deneyimleyerek Discovery Uzay Mekiği simülatörü ve Uzay İstasyonu entegrasyonuyla yapılan sanal uzay uçuşu görevinde unutulmaz bir uzay serüveni yaşayacaklar. 2 günlük konaklamalı Yıldızlar ve Gezegenler Macerası programı 20-22 Haziran 2025 ve 1-3 Ağustos 2025 döneminde uygulanacak.
Daha fazla bilgi ve kayıt için tıklayın: Yıldızlar ve Gezegenler Macerası
Günlük Gezi Programları
Simülatörlü Aile Turu: Çocuğunuzla birlikte VR Deneyimi Yaşayın
İzmir'e kısa süreli gelmeyi planlıyorsanız veya sınırlı zamanınız varsa çocuğunuzla birlikte katılabileceğiniz bilim gezilerimizi mutlaka inceleyin..!
İzmir'de kısa süreliğine bulunuyorsanız veya sınırlı zamanınız varsa ve "çocukla İzmir'de yapılabilecek aktivite" arıyorsanız günlük bilim gezilerimizi mutlaka denemelisiniz. Yıl boyunca belirli dönemlerde düzenlenen günlük gezi programlarımız 2025 yaz döneminde de uygulanacak.
7-15 yaş arasındaki öğrencilerin bir yetişkinle birlikte katılabildikleri, Simülatörlü Aile Turunda; Uzay Kampı Türkiyenin en çok ilgi çeken simülatörlerinden sanal gerçeklik (VR) simülatörüyle sanal gerçeklik deneyimi yaşamanın keyfine varacak, Nesil Mars İnteraktif Sergi Alanında Mars’ta kurulması planlanan yaşam alanları hakkında detaylı bilgiler öğreneceksiniz. Programda; topraksız tarım, dijital yıldızevinde astronomi, roketlerin temel çalışma prensipleri, eğlenceli bilimsel deneyler ve simülatör gösterisi gibi etkinlikler de bulunuyor.
Daha fazla bilgi ve kayıt için tıklayın: Simülatörlü Aile Turu
Minikler Uzayda Aile Turu: 5-6 Yaş Grubuna Özel!
Okul öncesi çağdaki çocukların ebeveynleriyle birlikte katılabildikleri günlük gezi programıdır. 5-6 yaş grubundan bir çocuk ve ebeveyninin (veya 18 yaşından büyük bir refakatçinin) birlikte katıldığı Minikler Uzayda-Aile Turu programı; çocukların bilişsel, zihinsel ve motor gelişimlerini destekleyecek özel etkinlikleri içeriyor.
Meraklı ve öğrenmeye istekli çocukların eşsiz bir öğrenme ortamında ebeveynleriyle olan etkileşimlerinin ve fen bilimlerine karşı farkındalıklarının artırılması, uzay teknolojileri hakkında bilgilendirilmeleri hedeflenmektedir.
Daha fazla bilgi ve kayıt için tıklayın: Minikler Uzayda Aile Turu
Astro-Tur: Yıldızları ve Gezegenleri Keşfediyoruz!
Astronomi ağırlıklı günlük gezi programı Astro-Tur'a, uzay ve astronomi meraklısı yetişkinler de bireysel olarak katılabiliyor.
9-12 yaş arasındaki çocukların bir yetişkinle birlikte, 13 yaş ve üzerindeki katılımcıların tek başlarına katılabildiği astronomi ağırlıklı Astro-Tur programında; NASA tasarımlı astronot simülatörlerinin çalışma prensipleri anlatılıp simülatör gösterisi yapılmaktadır. Program katılımcıları; sihirli kürede güneş sistemi eğitimi, gök atlası yapım atölyesi gibi etkinliklerle uzayı daha yakından tanıyıp bir uzman eşliğinde 30 cm'lik Schmidt-Cassegrain türü aynalı teleskopla gökyüzü gözlemi yapacaklar.
Daha fazla bilgi ve kayıt için tıklayın: Astro-Tur
"...2002 yılında Uzay Kampı Türkiye'nin Uluslararası Yaz Kampı'na katılarak farklı ülkelerden gelen bambaşka kültürlerden arkadaşlar edindim. Program süresince Mars kolonisi, Uluslararası Uzay İstasyonu tasarımı ve..."
2025 Yaz Kamplarında Görüşmek Üzere!
[description] => Şimdi Kayıt Yaptırın! 2025 Çocuklar İçin Yaz Kampları. Türkiye'nin Benzersiz Eğitim Merkezinde Eğlence ve Eğitim Bir Arada! ✔️ Uluslararası Galaktİk Yaz Kampı ✔️Aile-Çocuk Uzay Kampı ✔️ Yıldızlar ve Gezegenler Macerası ve Çok Daha Fazlası Bu Kampta! [keywords] => Yaz kampları, Çocuklar için Yaz Kampları, Yaz Kampı, 2025 Yaz Kampı Programları, 2025 çocuklar için yaz kampı, Gençlik Kampları, yaz kampı, yaz gençlik kampı, aile kampları, Aile-Çocuk Kampı, günlük aile turları, Yaz kampı seçenekleri, günlük gezi programı, yetişkinler için astronomi, okul öncesi çağdaki çocuklar için turlar, günlük aile turları, çocukla İzmir'de yapılabilecek aktivite [extra] => [{"key":"Yaz Kamplar\u0131 2025","value":"Yaz Kamplar\u0131 2025"}] [created_date] => 2020-07-02 08:36:17 [updated_date] => 2024-10-03 09:51:36 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [1] => stdClass Object ( [id] => 937 [parent] => 23 [order] => 3 [lang_id] => 4eef2ed4ce83651e429870b299d670ca [title] => Yapay Zeka ve Uzay Keşfi [subtitle] => 04.04.2024 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/yapay-zeka.jpg [summary] => Yapay zeka, son yıllarda hızla gelişen ve pek çok sektörde derin etkiler yaratan bir teknolojidir. İnsan hayatına etkileri açısından bakıldığında, yapay zeka birçok açıdan olumlu katkılar sunmaktadır. Yapay zeka sayesinde üretilen otomasyon sistemleri ve akıllı cihazlar, insanların günlük yaşamlarını daha kolay ve konforlu hale getirmektedir. [content] =>Uzay ise, insanlığın sonsuz keşiflerinin ve merakının bir ifadesidir. Her gün yeni gezegenler, yıldızlar ve galaksiler hakkında bilgi edinmek için çeşitli uzay araçları ve gözlem sistemleri kullanılıyor. Ancak, uzay keşfi büyük ölçekli ve karmaşık bir süreçtir ve bu sürecin gerektirdiği veri analizi, navigasyon, görev planlaması ve risk yönetimi gibi alanlarda insan becerileri bazen yetersiz kalabilir. İşte tam da bu noktada yapay zeka devreye giriyor ve uzay keşfinde insanların sınırlarını zorlamak için güçlü bir ittifak oluşturuyor.
Uzay keşiflerinde de tıpkı hayatın diğer alanlarında olduğu gibi yapay zekanın önemi çok büyüktür. Hayatımızı her alanda kolaylaştıran yapay zeka, uzayı keşfederken de bizlere büyük bir destek sağlamaktadır.
Aşağıda yapay zekanın uzay keşiflerini kolaylaştıran yöntemlerden bazılarını paylaşıyoruz.
Uzay Gözlemi ve Veri Analizi
Uydulardan ve uzay araçlarından gelen büyük veri setleri, çoğu zaman insanlar tarafından manuel olarak işlenemeyecek kadar büyük olabilir. Bu noktada yapay zeka devreye girer; derin öğrenme algoritmaları, veri analitiği ve görüntü işleme teknikleri ile bu veriler hızlıca analiz edilebilir. Örneğin, gözlem uyduları tarafından çekilen görüntüler üzerindeki yapay zeka algoritmaları sayesinde çevresel değişiklikler, arazi kullanımı değişiklikleri veya potansiyel riskler gibi önemli bilgiler belirlenebilir. Bu sayede, doğal afetlerin takibi, tarım alanlarının verimliliği, su kaynaklarının izlenmesi gibi birçok konuda önemli veriler elde edilebilir.
Uzay Görevleri ve Otomatizasyon
Yapay zeka, uzay araçlarının görevlerini yönetmek ve otomatize etmek için kullanılır. Karmaşık kararlar alma yeteneği ve çevresel koşullara uyum sağlama kabiliyeti sayesinde uzay araçları daha verimli bir şekilde çalışabilir. Örneğin, Mars yüzeyindeki araştırmaları yönlendirmek için yapay zeka destekli algoritmalar kullanılabilir. Araştırmacılar, uzay aracının topladığı verileri analiz etmek ve yeni hedefler belirlemek için yapay zeka tabanlı sistemlerden yararlanabilir.
Uzay Enkazı ve Tehdit Yönetimi
Uzaydaki enkaz miktarının artması gelecekteki uzay misyonları için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Yapay zeka, uzay enkazını izlemek, çarpışma risklerini tahmin etmek ve önlemler almak için kullanılabilir. Ayrıca, uzay enkazının temizlenmesi ve yönetilmesi için de yapay zeka tabanlı sistemler geliştirilebilir. Bu sistemler, uzayda faaliyet gösteren araçların güvenliğini sağlamak ve gelecekteki uzay misyonlarının başarılı olmasını garantilemek için önemlidir.
Navigasyon ve Rotasyon Planlaması
Uzay araçlarının doğru bir şekilde navigasyon yapması ve rotasyon planlaması oldukça karmaşıktır. Yapay zeka, uzay araçlarının en optimize rotaları belirlemesine yardımcı olabilir, çevresel değişkenlere hızlı bir şekilde uyum sağlayabilir ve navigasyon hatalarını en aza indirebilir. Bu da uzay araçlarının daha güvenli ve verimli bir şekilde seyahat etmesini sağlar.
Keşif ve Bilinmeyenleri Öngörme
Uzayda henüz keşfedilmemiş birçok alan ve sır bulunmaktadır. Yapay zeka, uzay verilerini analiz ederek yeni keşiflerde bulunabilir, bilinmeyen fenomenleri öngörebilir ve evrenin derinliklerindeki gizemleri çözebilir. Bu sayede, insanlığın evrende daha fazla anlaması ve keşfetmesi mümkün olur.
Bu alanlarda yapay zeka ve uzay keşfi arasındaki işbirliği, insanlığın uzaydaki varlığını daha etkin, güvenli ve keşif dolu bir şekilde ilerletmesine yardımcı olabilir. Gelecekte, yapay zeka destekli uzay araçları ve sistemlerinin daha da gelişerek yaygınlaşması beklenmektedir.
Astronot Asistanları
Yapay zeka, gerçek uzay görevlerinde astronotlara destek sağlamak amacıyla geliştirilen akıllı asistanlar üzerinde bilim insanlarının yoğunlaştığı bir alan haline gelmiştir. Bu yapay zeka destekli asistanlar, uzay görevlerinde karşılaşılabilecek çeşitli zorluklara karşı insanların güvenliğini ve verimliliğini artırmayı hedeflemektedir. Örneğin, uzay aracındaki karbondioksit artışı gibi tehlikeli durumları tespit edebilir ve astronotlara bu konuda uyarılarda bulunabilir. Ayrıca, sensör arızalarını önceden belirleyerek mürettebatın sorunları çözme sürecini hızlandırabilirler.
Aralık 2019'da Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilmiş Cimon isimli yapay zeka asistanı, astronotlar tarafından başarıyla kullanılmıştır. Bu tür asistanlar, veri analizi yapabilme, çeşitli görevleri yerine getirebilme ve astronotlara acil durumlarda rehberlik edebilme yeteneklerine sahiptir. Öte yandan, NASA tarafından geliştirilen Robonaut gibi yapay zeka destekli robotlar, insanlarla işbirliği yaparak riskli görevleri üstlenebilir ve astronotların güvenliğini sağlamak adına önemli bir rol oynayabilirler.
Yapay zeka alanındaki bu gelişmeler, uzay araştırmalarının ve insanlığın uzay keşiflerinin daha güvenli bir şekilde ilerlemesini sağlayacağı gibi, yürütülen süreçlerin çok daha verimli olmasına da yardımcı olacaktır.
Aslında bulunduğu coğrafyada uzayla ilgili çalışmalarını sürdürmüş olan çok farklı bilim insanları yaşamış olsa da, Türkiye'nin uzayla gerçek anlamda tanışması daha yakın bir tarihe, 20. yüzyıla dayanıyor.
Ülke olarak 20. yüzyılda farklı uzay çalışmalarına imza atan Türkiye, 1933 yılında İstanbul Üniversitesi Astronomi Bölümünün açılmasıyla, uzay alanındaki ilk adımlarını atmış oldu. 1936 yılında Atatürk'ün direktifiyle edinilen Türkiye'nin ilk teleskopu, günümüzde de İstanbul Üniversitesi Astronomi Bölümü'nde aktif olarak hizmet vermektedir. Bu tarihi teleskop, güneş yüzeyinde meydana gelen patlamaları gözlemleme görevini sürdürerek bilimsel araştırmalara değerli katkılarda bulunmaktadır. Daha sonraları uluslararası alanda uzayla ilgili farklı anlaşmalara imza atan ülkemiz, uzay alanındaki çalışmalarına uzun bir süre boyunca “haberleşme uyduları” ile devam etti.
Bu uyduların fırlatılması, 1994 yılında TÜRKSAT 1B ile başladı ve geçtiğimiz 30 yıl boyunca Türkiye TÜRKSAT, BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK, İMECE gibi projelerle uydu ve haberleşme çalışmalarını sürdürüldü. Bu çalışmalarla Türkiye, uzayda haberleşme uydusu bulunan 30 ülkeden biri haline geldi.
Türkiye Uzay Ajansı’nın Kuruluşu ve İlk İnsanlı Misyon
Türkiye'nin uzay programı, 2018'de Türkiye Uzay Ajansı'nın (TUA) kurulmasıyla ciddi bir ivme kazandı. TUA aracılığıyla kendi uzay programını oluşturan ülkemiz, uluslararası arenada kendine sağlam bir yer edinmeye kararlı. Gözlem uyduları, iletişim uyduları ve uzay araştırmalarında yapılan bu atılımlar, Türkiye'nin uzayda sadece izleyen değil, aynı zamanda etkileyen bir oyuncu olma çabasını gösteriyor.
Bu heyecan verici uzay yolculuğu, 2024 yılında ise doruk noktasına ulaştı. İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, uzaya gönderilen ilk Türk olarak tarihe geçti. Alper Gezeravcı'nın uzaydaki yolculuğu, sadece Türkiye için değil, dünya çapında da büyük bir ilgi uyandırdı. Uzay istasyonuna yapılan bu görev sırasında Gezeravcı, 13 bilimsel deneyi başarıyla gerçekleştirdi.
Alper Gezeravcı'nın uzay görevi, Türkiye'nin uzaydaki rolünü büyük ölçüde güçlendirdi. Türkiye Uzay Ajansı'nın (TUA) bu tür uluslararası iş birlikleri ve uzay misyonları, ülkenin bilimsel ve teknolojik alandaki çıtasını yükseltiyor. Gezeravcı'nın uzaya gönderilmesi, genç nesiller için de büyük bir ilham kaynağı oldu; Türkiye'nin sadece uzayı izlemekle kalmayıp, aynı zamanda aktif bir şekilde katılım gösterdiği bir gelecek hayal etmelerini sağladı. Türkiye'nin uzaydaki yerini belirlemek artık sadece bir hayal değil, gerçek bir başarı hikayesi.
Yakın Gelecekteki Hedefler
Önümüzdeki dönemler için ise, "Ay'a Yolculuk" Türkiye'nin uzaydaki en büyük hedeflerinden biri. Bu, Türkiye'nin uzay araştırmaları alanında önemli bir kilometre taşı olacak ve uluslararası alanda da Türkiye'nin konumunu güçlendirecek bir adım olarak görülüyor.
Uydu Üretiminde Yerlilik ve Millilik
Türkiye, uydu teknolojileri alanında da iddialı hedeflere sahip. Uydu üretimini tek çatı altında toplamak ve yerli imkanlarla geliştirmek, bu alanda dışa bağımlılığı azaltmayı ve teknolojik bağımsızlığı sağlamayı amaçlıyor. Böylece hem askeri hem de sivil alanda kullanılabilecek uydu sistemlerinin geliştirilmesi hedefleniyor.
Uzay İstasyonu ve Bağımsız Erişim
Uzaya bağımsız bir şekilde erişmek için uzay istasyonu kurma planları da Türkiye'nin gündeminde. Bu, Türkiye'nin uzay araçlarını kendi topraklarından fırlatabilmesi ve uzay araştırmalarında daha aktif bir rol alabilmesi için kritik bir adım.
Uzay Teknolojileri ve Sanayi Ekosistemi
Türkiye, uzay teknolojileri ve sanayi ekosistemini geliştirmeyi, toplumda uzay farkındalığını artırmayı ve bu alanda insan gücü yetiştirmeyi amaçlıyor. Uzay Teknolojileri Geliştirme Bölgesi'nin kurulması, bu alanda Ar-Ge ve inovasyonun teşvik edilmesi ve uzay teknolojilerinin ticarileştirilmesi planlanıyor. Sonuç olarak Türkiye Uzay Ajansı'nın (TUA)'nın liderliğinde, Türkiye'nin uzay çalışmaları ve araştırmaları hız kazanmış durumda. Ay'a yolculuk, yerli uydu üretimi, bölgesel konumlama sistemi, uzay istasyonu ve bilimsel misyonlar gibi hedefler, Türkiye'nin uzayda iddialı bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğinin göstergesi.
Önümüzdeki dönemde, bu hedeflere ulaşmak için gerçekleştirilecek çalışmalar, Türkiye'nin uzay araştırmaları alanında uluslararası alanda daha görünür bir konuma gelmesini sağlayacak.
[description] => Türkiye’nin Uzaydaki Yeri (Geçmiş, Günümüz ve Gelecek) Gökyüzü, insanlık tarihinde daima bir gizem kaynağı olmuştur. Anadolu toprakları, binlerce yıl boyunca bu gizemi gözlemleyerek, yıldızların altında birçok medeniyeti ağırlamıştır. Günümüzde ise Türkiye, bu gizemli uzay yolculuğunda yeni bir döneme imza atıyor. [keywords] => Türkiye'nin ilk uzay yolcuları, İstanbul Üniversitesi Astronomi Bölümü, haberleşme uyduları, TÜRKSAT 1B, TÜRKSAT, BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK, İMECE, Türkiye Uzay Ajansı’nın Kuruluşu ve İlk İnsanlı Misyon, Türkiye Uzay Ajansı'nın, TUA, İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, uzaya gönderilen ilk Türk, Alper Gezeravcı'nın uzay görevi, Ay'a Yolculuk, Uzay Teknolojileri Geliştirme Bölgesi, [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2024-03-08 11:21:32 [updated_date] => 2024-03-29 16:56:51 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) [3] => stdClass Object ( [id] => 931 [parent] => 23 [order] => 5 [lang_id] => 90c79d2eeca12b376916a94d71bd0bfe [title] => Türkiye’nin İlk Astronotu Alper Gezeravcı, Uzayda Bilimsel Çalışmalarla Tarih Yazdı! [subtitle] => 21.02.2024 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/alper-gezeravci-uzay-deneyleri.png [summary] => Türkiye' nin gökyüzüne uzanan hayallerine yepyeni bir boyut kazandıran bir isim: Alper Gezeravcı. Türkiye'nin ilk astronotu olarak Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 13 bilimsel deney gerçekleştirdi. Uzayda yapılan bu deneyler, Türkiye’nin bilimsel çalışmalara katkı sağlamasının yeni bir adımı olarak öne çıkıyor. [content] =>Türkiye' nin gökyüzüne uzanan hayallerine yepyeni bir boyut kazandıran bir isim: Alper Gezeravcı. Türkiye'nin ilk astronotu olarak, Gezeravcı sadece kendi sınırlarını aşmakla kalmayıp aynı zamanda bilim ve teknolojiye getireceği katkılarla da dikkat çekiyor. Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, uzaya yaptığı unutulmaz yolculuk sırasında gerçekleştirdiği deneylerle bilimsel çalışmalarını sürdürecek. Uzayda bulunduğu 14 gün süresince Uluslararası Uzay İstasyonunda üniversite ve araştırma kurumları tarafından hazırlanan 13 bilimsel deneyi gerçekleştirdi.
Uzaya yapılan keşifler, bilimin sınırlarını zorlayarak insanlığın evrenle ilgili sorularına cevap aramasını sağlıyor. Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın uzay yolculuğu, bu sınırları aşma ve bilimsel sırları çözme amacı taşıyan heyecan verici bir serüveni beraberinde getiriyor. Bu yazıda, uzayda yapılan bu 13 önemli deneyin detaylarına odaklanarak, Türkiye'nin uzayda bilimsel araştırmalara katkı sağlamasının detaylarını inceleyeceğiz.
Alper Gezeravcı'nın uzayda gerçekleştirdiği bu deneyler, mikroyerçekim ortamında gerçekleştirilerek, Türkiye'nin bilimsel arenada daha da güçlenmesine katkıda bulunma potansiyelini taşıyor.
Şimdi, bu heyecan verici serüvende gerçekleştirilen deneylere birlikte göz atalım.
1-ALGALSPACE PROJESİ
Uzay Koşullarında Antarktika ve Ilıman Mikroalg Yetiştiriciliğinin Karşılaştırılması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Yıldız Teknik Üniversitesi – Prof. Dr. Didem Özçimen
Uzayda, Antarktik ve ılıman bölgelerden izole edilen mikroalglerin büyüme verileri karşılaştırılarak, literatürde bir ilki gerçekleştirecek olan bu çalışma, kutup alglerinin uzayda kullanım potansiyelini keşfetmeyi amaçlamaktadır. Uzay ortamında mikroalglerin davranışları incelenecek ve bu alglerin CO2'den O2 rejenerasyonu, ek gıda temini, su iyileştirme, ve yaşam destek alanlarında kullanılabilirliği üzerine araştırmalar yürütülecektir. Bu benzersiz çalışma, uzay misyonları için mikroalglerin pratik uygulamalarını değerlendirerek, uzay keşiflerinde gerekli olan temel kaynakları sağlama konusunda önemli bir adım olacaktır.
2- CRISPR-GEM
Mikro Yerçekimi Altında Bitkilerde CRISPR Gen Düzenleme Verimliliğinin Araştırılması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Yıldız Teknik Üniversitesi – Tuğçe Celayir
Uzaydaki insanlığın geleceğine yönelik büyük bir engel olarak kabul edilen uzun süreli uzay görevlerinde sürdürülebilir bir yaşam destek sistemi sağlanamaması sorununu aşmak amacıyla tasarlanan biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin temelini oluşturan bitkilerin, uzay görevleri sırasındaki biyolojik ve biyolojik olmayan streslere karşı geliştirdikleri savunma mekanizmalarını anlamak ve geliştirmek için kullanılan moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden biri olan CRISPR tekniğinin, mikro yerçekimi ortamında bitkiler üzerindeki etkinliğini araştırmayı hedeflemektedir.
3-PRANET
Propolisin Antibakteriyel Etkisi (PRANET)
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Muş Bilim ve Sanat Merkezi - Birsen Geçer
Propolis, çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde yaygın bir şekilde kullanılan, haricen uygulandığında olumsuz yan etkilere neden olmayan bir maddedir. Bilimsel bir araştırma görevi kapsamında, propolis maddesinin mikro yerçekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisi detaylı bir şekilde incelenecektir. Bu bağlamda, kontrol ve deney grupları oluşturularak propolisin antibakteriyel etkisi titizlikle test edilecek ve elde edilen sonuçlar, yer çekimli ortamda elde edilen sonuçlarla karşılaştırılacaktır.
4-O2 SATÜRASYONU
Solunum Sistemi Fizyolojisi İçerisinde Yapay Zeka Desteği İle Verilen Havanın Oksijen Seviyesini Hesaplayarak Düşük Yer Çekiminin Sebep Olduğu Rahatsızlıkların Tanımlanması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Nişantaşı Üniversitesi - Oğuzhan Aydemir
Erken teşhis, hastalıkların tedavisinde kritik bir öneme sahiptir. Yapay zeka destekli olarak sağlanan hava analizi ile oksijen seviyelerinin hesaplanması, düşük yer çekimi kaynaklı farklılıkların ve rahatsızlıkların tanımlanmasını amaçlamaktadır.
5-VOKALKORD
Uzay’da Yaşamaya Karşı Oluşan Hayati Tepkimelerin Vokal Kord Kaynaklı Değişimler İle Tespiti Ve Düşük Yerçekimsizliğin Sebep Olduğu Rahatsızlıkların Ses Frekansları İle Tanımlanması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Haliç Üniversitesi - Prof. Dr. Gökhan AYDEMİR
Akıllı saatlerin yapay zeka entegrasyonuyla solunum sistemi fizyolojisi üzerindeki etkilerin analiz edilmesi hedeflenmektedir. Bu bağlamda, ses frekans değişimleri aracılığıyla ortaya çıkan rahatsızlıkların tespiti ön planda olup, aynı zamanda yerçekimsiz ortamın insan sesi üzerindeki potansiyel etkileri üzerine bir araştırma gerçekleştirilecektir.
6-MİYOKA
Mikro Yerçekimi Ortamında Kurşunsuz Lehimleme Araştırması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
TÜBİTAK UZAY- Hakan Asan
Mikro yerçekimi ortamında gerçekleştirilecek olan kurşunsuz lehimleme deneyi, Türkiye'nin ilk uzay yolcusu tarafından Uluslararası Uzay İstasyonu'nda elektronik kart üzerine kurşunsuz bileşen montajını gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Uzay görevinin tamamlanmasının ardından dünyaya dönecek olan elektronik kartlar, TÜBİTAK UZAY tarafından detaylı bir incelemeye tabi tutularak, mikro yerçekiminin kurşunsuz lehimleme sürecine olan etkilerini belirlemek amacıyla bilim dünyasına sunulacak bir rapor ile değerlendirilecektir
7-UZMAN
Alglerin Uzay Koşullarında Nasıl Büyüdüğü ve Hayatta Kaldığının Anlaşılması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Boğaziçi Üniversitesi - Dr. Öğr. Üyesi Berat Haznedaroğluin Mikroalgal Yaşam Destek Üniteleri
Dünyada zorlu koşullara adapte olan mikroalg türlerinin yerçekimsiz koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerinin gerçekleştirilmesi, metabolik değişikliklerinin incelenmesi, CO2 yakalama performanslarının ve O2 üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi için Bilim Misyonu ortağı TÜBİTAK MAM ile birlikte yaşam destek sistemi geliştirilmesi hedeflenmektedir.
8-gMETAL
Katı Fazdaki Parçacıkların Bir Akışkan İçindeki Dinamiğine Yerçekimsiz Ortam Etkisi
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
TÜBİTAK MAM - Prof. Dr. İskender Gökalp / Prof.Dr.Ahmet Yozgatlıgil
Kimyasal reaksiyonsuz ortamlarda, katı parçacıkların akışkan bir ortam içinde homojen bir karışım oluşturmasına dair yerçekiminin etkilerini araştırmak hedeflenmektedir. Bu çalışma, uzay araçlarının itki sistemlerinin daha etkin bir şekilde geliştirilmesine yönelik potansiyel katkıları incelemeyi amaçlamaktadır.
9-EXTREMOPHYTE
Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvula’nın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Ege Üniversitesi - Prof. Dr. İsmail Türkan
Uzayda ve dünya üzerinde yetiştirilen Arabidopsis thaliana ve Sesuvium parvula bitkilerinde, tuz stresine maruz bırakıldıklarında ortaya çıkan transkriptomu anlamak için yeni nesil dizileme (RNA-seq) kullanılacaktır. Aynı zamanda mikro yerçekiminde yetişen glikofitik ve halofitik bitkilerin tuz stresine verdikleri fizyolojik ve moleküler yanıtlar arasında bir karşılaştırma yapılacaktır.
10-METABOLOM
Uzay Görevlerinde Bulunan Astronotların Metabolom/Transkriptomlarındaki Değişimlerin Analizi ve Ulusal Omik Veri Setlerinin Oluşturulması
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Ankara Üniversitesi - Prof. Dr. Emel Emregül
Uzay seyahati, insanların karşılaşabileceği en zorlu fiziksel koşullardan biridir. Astronotlar uzay görevleri sırasında düşük yerçekimi, uzay radyasyonu, değişen fiziksel aktivite, beslenme sorunları, uykusuzluk, yüksek g ve hiperoksi gibi çeşitli çevresel streslere maruz kalır.
Bu çalışma ile vücuttaki sistem çapındaki değişikliklerin uzay yolcularının sağlığına yönelik potansiyel risk faktörlerinin anlaşılmasında yeni bilgiler sunmayı amaçlamaktayız. Aynı zamanda Dünya üzerinde var olan hastalıklar için yeni tedaviler ve önleyici tedbirlerin geliştirilmesine katkıda bulunabileceği düşünülmektedir.
11-UYNA
Uzay İçin Yeni Nesil Alaşımlar
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
TÜBİTAK MAM - Ömür Can Odabaş
Elde edilecek yeni nesil uzay alaşımları, yüksek sıcaklıklara dirençli ve güçlü malzemelerin üretilmesine odaklanan bir çalışmanın parçasıdır. Bu araştırma, KIBO modülündeki ELF (Expedite the Processing of Experiments to Space Station) kullanılarak gerçekleştirilecektir. Ergitme ve katılaşma süreçleri sırasında, özellikle termofiziksel ve kristal büyüme gibi faktörlerdeki yerçekimsiz ortam etkileri incelenecektir. Bu çalışma, ülkemizin uzay, havacılık ve savunma sanayilerinde yeni nesil malzeme geliştirme yeteneğine önemli bir katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
12- MIYELOID
Uzay Misyonuna Katılan Bireylerde Radyasyona Maruz Kalmanın Kanser İçin Öncül Lezyonlar Olan Periferik Kandaki Miyeloid-Kökenli Baskılayıcı Hücrelere Etkisinin İncelenmesi
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Hacettepe Üniversitesi , Prof. Dr. Güneş Esendağlı
Kronik inflamasyon, özellikle kanser gibi durumlarda vücutta uzun süreli iltihaplanma süreçlerine yol açabilir. Bu süreçlerde ortaya çıkan miyeloid kökenli baskılayıcı hücreler (MKBH), immün sistemi baskılayarak kanserin ilerlemesini ve metastazı destekleyebilir. Bu araştırma, uzay misyonu katılımcılarının uzaydaki şartlar ve kozmik radyasyonun neden olduğu hasarın vücutta bu baskılayıcı hücrelerin seviyelerini nasıl etkilediğini ölçmeyi ve değerlendirmeyi amaçlıyor. Yani, uzay koşullarının vücuttaki bu özel hücre popülasyonu üzerindeki etkilerini anlamaya çalışıyoruz.
13-MESSAGE
Microgravity Associated Genetics Science Mission/Mi̇kroyerçeki̇mi İli̇şki̇li̇ Genetik Bi̇lim Misyonu
Deney Sorumlusu Kurum ve Proje Yöneticisi:
Üsküdar Üniversitesi, Dr. Öğr. Üyesi Cihan Taştan
Yerçekimsiz ortamın etkisi altında henüz işlevi anlaşılamamış genlerin belirlenmesi, uzay görevlerinde hangi bağışıklık hücrelerinin doğrudan yer çekimi tarafından etkilendiğinin CRISPR gen mühendisliği yöntemleriyle belirlenmesini amaçlamaktadır.
Bu blog boyunca detaylarını öğrendiğimiz 13 önemli deney, Alper Gezeravcı'nın uzay yolculuğu sırasında gerçekleştireceği bilimsel çalışmaların ne denli değerli ve önemli olduğunu bize gösteriyor. Bu deneyler, mikroyerçekim ortamında Uluslararası Uzay İstasyonu'nda gerçekleştirilecek olup, sadece uzaya yapılan bir seyahatin ötesinde uluslararası bir işbirliği örneği sunuyor. ISS' de gerçekleşecek bu deneyler, mikroyerçekim ortamının sağladığı benzersiz fırsatları kullanarak, bilim dünyasına yeni perspektifler sunacak ve ülkemizi küresel bilim sahnesinde daha da güçlendirecek. Dolayısıyla, Alper Gezeravcı'nın uzay yolculuğu sadece bir bireyin değil, tüm bir milletin bilimsel başarılarına katkıda bulunma adına önemli bir adım olacaktır.
[description] => Türkiye' nin gökyüzüne uzanan hayallerine yepyeni bir boyut kazandıran bir isim: Alper Gezeravcı. Türkiye'nin ilk astronotu olarak Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 13 bilimsel deney gerçekleştirdi. Uzayda yapılan bu deneyler, Türkiye’nin bilimsel çalışmalara katkı sağlamasının yeni bir adımı olarak öne çıkıyor. [keywords] => Türkiye'nin ilk astronotu, Alper Gezeravcı, bilim ve teknoloji, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu, ALGALSPACE, Uzay Koşullarında Antarktika ve Ilıman Mikroalg Yetiştiriciliğinin Karşılaştırılması, Alper Gezeravcı Türkiye’nin İlk Astronotu -Türkiye'nin ilk astronotu olan Alper Gezeravcı'nın uzay yolculuğunun detayları, Türkiye Uzay ÇalışmalarI, Türkiye'nin uzay çalışmalarında yeni bir sayfa açan deneyler, Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) Deneyleri, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda gerçekleştirilecek bilimsel deneylerin önemi, Mikro Yerçekimi Deneyleri, Mikro yerçekimi ortamında yapılan araştırmalar, Türkiye’nin Uzay Araştırmaları ve Bilimsel Deneyleri,Türkiye'nin uzay araştırmalarına yaptığı katkılar, Uzayda Alper Gezeravcı’nın Bilimsel Çalışmaları, Gezeravcı'nın bilimsel deneyleri ve bu deneylerin hedefleri, Uzay ve Mikroyerçekim Ortamında Deneyler, Uzayda mikroyerçekimin bilimsel araştırmalara etkisi, Uzayda Yaşam Destek Sistemleri, Uzayda yaşam destek sistemlerinin araştırılması ve geliştirilmesi, Türkiye'nin Uzay Misyonları ve Uluslararası İşbirlikleri, Antibakteriyel ve Genetik Deneyler, Uzayda - Mikro yerçekiminde antibakteriyel ve genetik deneylerin incelenmesi [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2024-02-21 16:48:17 [updated_date] => 2024-11-07 13:38:10 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 0 [facebook_piksel] => ) [4] => stdClass Object ( [id] => 782 [parent] => 23 [order] => 7 [lang_id] => bfc199e3c86d7010287b1777ad547eff [title] => Kış Gün Dönümü: “En Karanlık Gün” [subtitle] => 21.12.2023 [header_img] => 0 [list_img] => upload/media/kis-gun-donumu2.jpg [summary] => Yılın en kısa günü ve “astronomik kışın” ilk günü olma özelliği taşıyan kış gün dönümünün zamanı geldi! [content] =>Kış Gün Dönümü: “En Karanlık Gün”
Gün dönümleri bir sonraki mevsimin başlangıcına işaret eden, bir gezegenin yıl içindeki en uzun ve en kısa günleridir. Yılın en uzun günü, yazın başlangıcına işaret eder ve buna yaz gün dönümü denir. En kısa gün ise kışın başlangıcına işaret eder ve bu nedenle kış gün dönümü olarak adlandırılır. İçinde bulunduğumuz Kuzey Yarım Küre’de yaz gün dönümü, Kuzey Kutbu’nun doğrudan Güneş’e doğru eğildiği haziran ayında gerçekleşir. Kış gün dönümü ise Kuzey Yarım Küre’de Kuzey Kutbu’nun Güneş’ten en uzağa eğildiği yani Kuzey Yarım Küre’nin Güneş’ten olabildiğince uzak olduğu aralık ayında gerçekleşir. Bu nedenle kış gün dönümü, güneş ışığının en az alındığı yılın en kısa günüdür.
- Neden gün dönümü yaşarız?
- Eksen eğikliğinin gezegenimizdeki yaşam üzerindeki etkisini biliyor musunuz?
- Kış gün dönümü Türkiye’de ne zaman gerçekleşecek?
- Gün dönümü ile ilgili kısa bilgi
- Diğer gezegenlerde gün dönümü olur mu?
- Kış gün dönümünde gölgenizi nasıl görürsünüz?
- Gün ışığı yaşamı nasıl etkiler?
- Jüpiter ve Satürn, kış gün dönümünde nasıl gözlemlenebilecek?
Yılın en kısa günü olarak bilinen kış gün dönümü, daha az güneş ışığı Dünya'ya ulaştığı için, yılın en az gündüz vakti olan günüdür. İyi haber şu ki; kış gün dönümünden sonraki her gün, haziran ayında gerçekleşen ve gün ışığının en çok olduğu yaz gün dönümüne kadar biraz daha uzun sürmeye başlayacak.
Neden Gün Dönümü Yaşarız?
Her yıl, gün dönümlerini deneyimlememizin nedeni; gezegenimizin dönme ekseninin 23.4 derecelik bir açıyla eğik olmasıdır. Bu, Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesinde dik olmadığı anlamına gelir ve mevsimlerin oluşmasına neden olur.
Teşekkürler eksen eğikliği
Eksen Eğikliğinin Etkileri
Dünya'nın eksenindeki bu eğimin, gezegenimizdeki yaşam potansiyeli üzerinde etkisini düşünelim. Bu eğimde Dünya'nın yörüngesi yaz ve kış arasında dramatik sıcaklık değişikliklerine neden olacak kadar etkilidir. Bununla birlikte, bu etki ne aşırıdır ne de gezegeni uzun süre yaşanmaz hale getirecek kadar uzundur. Eksen eğikliğinin sonucu olan bu ılımlı değişkenlik, yaşamın çağlar boyunca yavaş yavaş gelişmesine ve canlıların hayatta kalmasına izin vermiştir.
Kuzey Yarım Küre için kış gün dönümü, her yıl 21 veya 22 Aralık'ta; Dünya genelinde tam olarak aynı zamanda gerçekleşir. Bu yıl kış gün dönümü 22 Aralık günü Türkiye saatiyle 00.47’de gerçekleşecek.
İngilizcede gün dönümü anlamına gelen "solstice" kelimesi, Latince "sol" yani "Güneş" kelimesi ile, sabit durmak anlamına gelen “stare” kelimesinin birleşiminden oluşur. Güneş’in doğudan doğup batıdan batması sırasında (Dünya’nın batıdan doğuya doğru dönmesi nedeniyle), mevsime bağlı olarak yıl boyunca gökyüzündeki konumu değişir. Gün dönümü sırasında Güneş, gökyüzündeki en yüksek ve en alçak noktasına ulaşır. Bunlar Güneş’in yolculuğundaki dönüm noktaları olan sırasıyla yaz ortası ve kış ortasına karşılık gelir. Güneş, yaz gün dönümünde zirveye ulaştığında ufka doğru yolculuğuna başlar ve kış gün dönümündeyse ufuktaki en alçak noktasına gelir. Bu dönüm noktalarından önceki haftalarda, Güneş çok az hareket ediyor gibi görünür. Bu duruma “Güneş’in durması” adı verilir.
Gün Dönümü Yaşanan Tek Gezegen Dünya Değil!
Eğik dönme eksenine sahip herhangi bir gezegende de gün dönümü gözlemlenir. Bunun yanında, diğer gezegenlerin mevsimlerinin birkaç nedenden dolayı iklimsel olarak Dünya'dakilere benzer olmadığını belirtmemizde fayda var. İlk olarak gezegenler, eksenel eğimlerinde değişiklik gösterir. Örneğin, Venüs'ün dönme ekseni sadece üç derece eğiktir. Neredeyse dik sayılabilecek bu eğim nedeniyle Venüs’te, yaz ve kış gün dönümleri arasında Dünya'dakilerden çok daha az mevsimsel fark vardır.
Ek olarak, Mars gibi gezegenler Dünya'nınkinden daha az dairesel yörüngeye sahiptir. Bu durum onların Güneş’e olan uzaklıklarının Dünya’dakinden daha dramatik bir şekilde değiştiği ve buna bağlı olarak da mevsimsel sıcaklık üzerinde daha büyük etkileri olduğu anlamına gelir.
Dünya'nın eksenel eğimi, mevsimlerin oluşmasında daireye yakın yörüngesinden çok daha büyük bir rol oynar. Dünya, Güneş'e en yakın konumunu 21 Aralık gün dönümünden yaklaşık iki hafta sonra; Kuzey Yarım Küre'nin kışı sırasında gerçekleştirir. Dünya, Kuzey Yarım Küre'nin yaz aylarında; 21 Haziran gün dönümünden yaklaşık iki hafta sonra Güneş’ten en uzaktadır.
Gün dönümünü görmemiz mümkün mü? Evet! Gökyüzünde neler olduğunu ve zamanla güneş ışığında meydana gelen değişiklikleri not ederek gün dönümünün etkilerini görmek mümkün olabilir.
22 Aralık’ta Gölge Boyunuza Ne Olacak?
Kış gün dönümünde, öğle vakti dışarıda durup gölgenize baktığınızda; tüm yıl boyunca görebileceğiniz en uzun gölgeyi görebilirsiniz. Bunun nedeni şöyle açıklanabilir: Güneş her gün doğudan doğar ve batıdan batar ve bu yolculuğunda gökyüzünde adeta sanal bir yay çizer.
Bu yayın yüksekliği, Dünya'nın Güneş etrafındaki yıllık yörünge hareketi sırasında değişir. Gezegenimiz Güneş’in etrafındaki yörüngede dolanırken, bir kutup Güneş’e doğru eğilirken diğer kutup ondan uzağa doğru eğilir. Kuzey Yarım Küre'de kış aylarında Kuzey Kutbu güneşten uzağa doğru eğilir, bu nedenle "yayın yüksekliği" yani Güneş'in ufuk çizgisinden olan açısal uzaklığı düşüktür ve bu nedenle gölgeniz uzun görünür.
Pek çok insan için kış gün dönümü, sonbaharın kışa dönmesine işaret eder. Ancak “kışın astronomik ilk günü” olarak adlandırılan kış gün dönümü ile “kışın meteorolojik ilk günü” olarak adlandırılan kış mevsiminin ilk günü arasında bir fark vardır. Meteorologlar her yıl sıcaklık kayıtlarına göre kış mevsiminin ilk gününü belirler.
Gün Işığındaki Değişikliklere Göre Yaşam
Bazı bitki ve hayvanlar gün ışığındaki değişikliklere göre yaşamlarını düzenler. Örneğin günler kısaldığında, yapraklar daha az gün ışığı ve daha düşük sıcaklıklar nedeniyle yeşil rengini kaybeder. Antik çağlardan beri, dünyanın her yerinden insanlar da bu yıllık ritme dikkat etmiştir. Dünyanın dört bir yanındaki kültürlerde, kış gün dönümünü kutlanır. Ateş ve ışık, yılın en karanlık bu gününde düzenlenen kutlamaların geleneksel sembolleridir.
Bununla birlikte, özellikle soğuk kış koşullarını önemsemeyen yıldız gözlemcileri için uzun gecelerin bazı faydaları vardır. Soğuk kış günleri, yaz aylarına kıyasla daha düşük nem oranına sahip olduğundan; sunduğu berrak gökyüzü ile gözlemcilerini ödüllendirir.
Mutlu bir gün kış gün dönümü geçirmeniz dileğiyle, gökyüzünüz açık olsun…
[description] => Yılın en kısa günü ve “astronomik kışın” ilk günü olma özelliği taşıyan kış gün dönümünün zamanı geldi! Gün dönümleri bir sonraki mevsimin başlangıcına işaret eden, bir gezegenin yıl içindeki en uzun ve en kısa günleridir. Yılın en uzun günü, yazın başlangıcına işaret eder ve buna yaz gün dönümü denir. En kısa gün ise kışın başlangıcına işaret eder ve bu nedenle kış gün dönümü olarak adlandırılır. 21 Aralık kış gün dönümünü ve daha fazlası blogumuzda! [keywords] => kış gün dönümü ne zaman, kış gün dönümü nedir, kış gün dönümü en uzun gece, kış gün dönümü ne demek, kış gün dönümü hangi tarihtedir, gün dönümü kısa bilgi, kış gün dönümü, kış gün dönümü gecesi, kuzey kış gün dönümü, 21 aralık kış gün dönümü özellikleri, kış gün dönümü türkiye, kış yaz gün dönümü, gün dönümü nedir, gün dönümü ne demek, gün dönümü ne zaman, gün dönümü tarihi, gün dönümü anlamı, 21 aralık ne olacak, 21 aralık özellikleri, 21 aralık en uzun gece, 21 aralık 2022, 21 aralık dünyanın güneşe karşı konumu, 21 aralık durumu, 21 aralık en uzun gece nerede, 21 aralık gece gündüz süreleri, 21 aralık gölge boyu, 21 aralık güneş ışınları, 21 aralık gün dönümü, 21 aralık hakkında bilgi, 21 aralık'ın özellikleri, 21 aralık'ın önemi, 21 aralık gezegenler, 21 aralık ile ilgili bilgiler, [extra] => [{"key":"","value":""}] [created_date] => 2020-12-20 12:45:56 [updated_date] => 2024-03-06 11:46:35 [lang] => tr [active] => 1 [search] => 1 [facebook_piksel] => ) )Çocuklar İçin Benzersiz Yaz Kampları!
2025 Çocuklar İçin Yaz Kamplarına Kayıtlar Başladı! Türkiye'nin Eşsiz Eğitim Merkezinde 7-15 Yaş Grubu İçin Yaz Kampı Eğlencesi ve Eğitim Bir Arada!
Yapay Zeka ve Uzay Keşfi
Yapay zeka, son yıllarda hızla gelişen ve pek çok sektörde derin etkiler yaratan bir teknolojidir. İnsan hayatına etkileri açısından bakıldığında, yapay zeka birçok açıdan olumlu katkılar sunmaktadır. Yapay zeka sayesinde üretilen otomasyon sistemleri ve akıllı cihazlar, insanların günlük yaşamlarını daha kolay ve konforlu hale getirmektedir.
Türkiye’nin Uzaydaki Yeri: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek
Gökyüzü, insanlık tarihinde daima bir gizem kaynağıydı. Anadolu toprakları, binlerce yıl boyunca bu gizemi gözlemleyerek, yıldızların altında birçok medeniyeti ağırladı. Günümüzde ise Türkiye, bu gizemli uzay yolculuğunda yeni bir döneme imza attı.
Türkiye’nin İlk Astronotu Alper Gezeravcı, Uzayda Bilimsel Çalışmalarla Tarih Yazdı!
Türkiye' nin gökyüzüne uzanan hayallerine yepyeni bir boyut kazandıran bir isim: Alper Gezeravcı. Türkiye'nin ilk astronotu olarak Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 13 bilimsel deney gerçekleştirdi. Uzayda yapılan bu deneyler, Türkiye’nin bilimsel çalışmalara katkı sağlamasının yeni bir adımı olarak öne çıkıyor.
Kış Gün Dönümü: “En Karanlık Gün”
Yılın en kısa günü ve “astronomik kışın” ilk günü olma özelliği taşıyan kış gün dönümünün zamanı geldi!