Günümüzde farklı amaçlarla kullanılan birçok uzay teleskobu bulunmakta. Bu yazımızda sizlerle, Hubble Uzay Teleskobu’ndan ötegezegen avcısı Kepler’e uzanan muhteşem bir yolculuğa çıkalım.

Hubble'dan James Webb'e Geçmişten Günümüze Uzay Teleskopları

Dünya'dan gözlem yapılmasını engelleyen faktörler nelerdir?

  • Uzaklık: Gözleyeceğimiz gök cisimleri bizden çok uzaktadır. Dünya’ya en yakın gök cismi olan Ay bile Dünya’dan ortalama 384 bin kilometre uzaklıktadır. Bu durumda uzaklık gök cisimlerini detaylı incelememizi zorlaştıran faktörlerden bir tanesidir.
  • Işık Kirliliği: Gözlemi etkileyen diğer bir faktör gökyüzüne doğru yönlendirilmiş aydınlatma ışıkları, spor karşılaşmalarının, konserlerin ışıkları, yani ışık kirliliğidir. Detaylı bir gözlem yapılabilmesi için etrafta minimum seviyede ışık olması gerekir. Bu engeli de aşmak için  gözlemevleri yerleşim alanlarından uzağa kurulur.
  • Hava durumu:  Tahmin edeceğiniz üzere havanın bulutlu olması gözlem yapmayı tamamen engeller. Bu yüzden büyük gözlemevleri, az yağış alan dolayısıyla bulutların da az olacağı çöllere ve nem oranı daha az olan bölgelere kurulur.
  • Atmosfer: Son olarak atmosfer; rüzgarlardan, yerel hava akımlarından ve atmosferin kendi tabakaları arasındaki sıcaklık farklarından dolayı yerel kararsızlıklar gösterir. Bu duruma atmosferik türbülans adı verilir. Atmosferik türbülanstan ötürü gök cisminden gelen ışıklar atmosferden geçerken kırılır. Bu kırılma ise gözlem kalitesini bozar.

Atmosferik türbülansın etkileri yıldızlara bakan herkes için geçerlidir. Normalde ışığı sabit bir şekilde gelen yıldızlar atmosferik türbülansın etkisinden dolayı sürekli göz kırpıyormuş gibi görünürler.

Uzaya yerleştirilmiş  teleskoplar, patlayan yıldızlardan diğer galaksilere kadar her şeyin daha net bir görüntüsünü elde edebilir.

Yer temelli teleskoplar için bir başka dezavantaj ise evrenin bir çok noktasından gelen ve gök bilimcilerin tahminlerini doğrulamak için kullandıkları kızılötesi ve morötesi ışığın, dünya atmosferinin içinden geçerken çoğunun atmosfer tarafından emilmesidir. Fakat uzay teleskopları bu ışık dalgalarını rahatlıkla tespit edebilir ve gök bilimcilere gerekli verileri sunabilir.

Dünya yüzeyinde bulunan ve güncel teknoloji ile inşa edilmiş teleskoplar, atmosferik bozulmayı düzeltmeye veya sınırlamaya çalışmak için uyarlanabilir optikler gibi teknolojik ilerlemeleri kullanıyor olsa da Hubble araştırmasını yöneten Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü (STScI)'e göre atmosferden dolayı bu ışık dalgaları Dünya'ya ulaşamadığı için onları görüntülemenin de maalesef bir yolu yoktur.

Peki uzay teleskoplarının hiç dezavantajı yok mu? 

Tabii ki de var. Hubble gibi uzay teleskoplarının dezavantajı, onları atmosferin üstüne taşımanın son derece zor olmasıdır. Hubble, uzayda astronotlar tarafından onarılmak üzere özel olarak tasarlanmış ilk teleskopken, diğer uzay teleskopları bozulduklarında tamir edilemez.

Dünya’nın ilk uzay teleskobu olan ve 24 Nisan 1990 yılında STS-31 göreviyle uzaya fırlatılan Hubble Uzay Teleskobu, tam 30 yıldır Dünya çapındaki gök bilimcilere kaynak sağlamaya devam etmektedir. Hubble ismi, ekstragalaktik astronomi ve gözlemsel kozmoloji alanlarının oluşturulmasında önemli rol oynamış ve tüm zamanların en önemli gök bilimcilerinden biri olarak kabul edilen Edwin Powell Hubble isimli Amerikalı bir gökbilimciden gelmektedir. Hubble Uzay Teleskobu, 2.4 metre çapında ve 828 kilogram ağırlığında bir aynaya sahiptir ve halen haftada 120 gigabayttan fazla veriyi gök bilimcilere göndererek aktif olarak çalışmalarına devam etmektedir.

2021 yılında gönderilmesi planlanan ve yapımına yaklaşık olarak 10 milyar dolar harcanan James Webb Uzay Teleskobu, güncel teknolojilerin kullanımıyla geliştirilmiştir ve devasa bir ayna yapısına sahiptir. Hubble Uzay Teleskobu ile görüntülenemeyen mesafelerin ve farklı dalga boylarındaki ışıkların, James Webb teleskobu ile görüntülenmesi ve olay yaratacak yeni keşiflerin yapılması beklenmektedir.

Daha önce ötegezegenleri anlatan videomuzda bahsettiğimiz ve ötegezegenlerin keşfine büyük katkılarda bulunan Kepler Uzay Teleskobu, 7 Mart 2009 günü uzaya gönderilmiş ve 12 Mayıs 2009 günü çalışmaya başlamıştır. Kullanıldığı 9 yıl 7 ay ve 23 gün boyunca Kepler, 530 bin 506 yıldız gözlemlemiş ve 2 bin 662 gezegen keşfetmiştir. 15 Kasım 2018 günü, yakıtının da tükenmesiyle Kepler Uzay Teleskobu görevi sonlandırılmıştır.

Ötegezegen keşfine devam edebilmek için 18 Nisan 2018 tarihinde gönderilen TESS Uzay Teleskobu, bugün gök bilimciler için yeni ötegezegenleri keşfetmeye devam etmektedir. Kepler ile hemen hemen aynı amaca yönelik çalışan bu teleskop, güncel teknolojinin de kullanımıyla bizden çok uzakta olan bu gök cisimlerini daha hassas ve daha net bir şekilde gözlemlemektedir.

Bu ve buna benzer konuların devamına ulaşmak için youtube kanalımıza abone olmayı ve instagram twitter ve facebook gibi sosyal medya hesaplarımızdan bizleri takip etmeyi unutmayınız. Aşağıdaki linklerden bu yazıyı paylaşabilir, arkadaşlarınızı da eğitim videolarımızla ilgili olarak bilgilendirerek bu harika bilgilerin daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz! Ayrıca henüz izlemediyseniz, "Ay ve Güneş Tutulmaları!" videomuza göz atabilirsiniz.

Bir sonraki videomuzda sizleri uzayın derinliklerinden bambaşka konularla karşılamak dileğiyle, hoşçakalın!

 

Çocuklar İçin Benzersiz Yaz Kampları!

Çocuklar İçin Benzersiz Yaz Kampları!

2025 Çocuklar İçin Yaz Kamplarına Kayıtlar Başladı! Türkiye'nin Eşsiz Eğitim Merkezinde 7-15 Yaş Grubu İçin Yaz Kampı Eğlencesi ve Eğitim Bir Arada!

03.10.2024
Yapay Zeka ve Uzay Keşfi

Yapay Zeka ve Uzay Keşfi

Yapay zeka, son yıllarda hızla gelişen ve pek çok sektörde derin etkiler yaratan bir teknolojidir. İnsan hayatına etkileri açısından bakıldığında, yapay zeka birçok açıdan olumlu katkılar sunmaktadır. Yapay zeka sayesinde üretilen otomasyon sistemleri ve akıllı cihazlar, insanların günlük yaşamlarını daha kolay ve konforlu hale getirmektedir.

04.04.2024
Türkiye’nin Uzaydaki Yeri: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek

Türkiye’nin Uzaydaki Yeri: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek

Gökyüzü, insanlık tarihinde daima bir gizem kaynağıydı. Anadolu toprakları, binlerce yıl boyunca bu gizemi gözlemleyerek, yıldızların altında birçok medeniyeti ağırladı. Günümüzde ise Türkiye, bu gizemli uzay yolculuğunda yeni bir döneme imza attı.

12.03.2024
 Türkiye’nin İlk Astronotu Alper Gezeravcı, Uzayda Bilimsel Çalışmalarla Tarih Yazdı!

Türkiye’nin İlk Astronotu Alper Gezeravcı, Uzayda Bilimsel Çalışmalarla Tarih Yazdı!

Türkiye' nin gökyüzüne uzanan hayallerine yepyeni bir boyut kazandıran bir isim: Alper Gezeravcı. Türkiye'nin ilk astronotu olarak Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 13 bilimsel deney gerçekleştirdi. Uzayda yapılan bu deneyler, Türkiye’nin bilimsel çalışmalara katkı sağlamasının yeni bir adımı olarak öne çıkıyor.

21.02.2024
Kış Gün Dönümü: “En Karanlık Gün”

Kış Gün Dönümü: “En Karanlık Gün”

Yılın en kısa günü ve “astronomik kışın” ilk günü olma özelliği taşıyan kış gün dönümünün zamanı geldi!

21.12.2023
Üste Çık